Asayiş Haberleri

Gizli Tanık İtirafları ve Ankara Emniyeti'ndeki İç Savaş

Yerlikaya, FETÖ taktikleriyle cumhurbaşkanına, hükümete ve siyasilere sosyal medya destekli oyun kurulduğunu iddia ediyor.

"Ben uzun yıllardır Ayhan Bora Kaplan’ın yanında bulundum ve bu örgüte üye oldum. Şimdi ise Kaplan hakkında bildiğim her şeyi samimi olarak anlatmak istiyorum." Gizli tanık M7U3H9F8C4, 19 sayfalık ifadesine böyle başlıyor. Artık kod adını kullanmaya gerek yok. Çünkü gerçek kimliğini açıkladı. Adı, Serdar Sertçelik. Ankara’da 1986’da doğdu. 22 yaşındayken cinayet işledi ve 2014’e kadar tutuklu kaldı. Liseyi içeride bitirdi. 2015’te yaralamadan tekrar tutuklandı. 15 suçtan kaydı var. Kaplan’ın ikinci adamıydı.

Başkentin en büyük suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Kaplan’ı Almanya’ya kaçacağı iddiasıyla Esenboğa Havalimanı girişinde polisiye şovlarla yere yatırarak gözaltına alan Ankara Emniyeti, ne hikmetse en kritik gizli tanığının kaçmasına engel olamadı. Sertçelik, vurulduğu için iki ayağı alçıda olduğu halde yasadışı şekilde Türkiye’den kaçtı!

Kaçışın Başarı Mı, Yoksa Polisin Yol Vermesi Mi?

Bu bir firarinin başarısı mıdır? Yoksa polisin yol vermesinin sonucu mu? Sertçelik, şu an Avrupa’da. Gizli tanık ifadesinin Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesi tarafından kurgulandığını iddia ediyor. Yurt dışına çıktıktan sonra polisin kendisine ulaşarak, Süleyman Soylu, Bekir Bozdağ, Fahrettin Koca, Abdulhamit Gül, Macahit Arslan ve Hasan Doğan aleyhine ifade verdirmek istediğini, hükümete bu yolla darbe yaptıklarını savunuyor.

Karşı Operasyon ve Gözaltılar

Sertçelik’in açıklamaları ve yayınladığı ses kayıtlarından sonra dün Organize Şubesi’nden sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Şube Müdürü Kerem Öner, Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ve Komiser Ufuk Gültekin darbe iddiasıyla gözaltına alındı. Çelik, Demircan ve Gültekin, 7 Eylül 2023’te Kaplan’ı gözaltına alan üç isimdi. Bu karşı operasyon Emniyet’te iç savaşın su yüzüne çıktığını gösteriyor. Bir tarafta İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya... Diğer tarafta selefi Süleyman Soylu var. Onların etrafında eski-yeni emniyet bürokrasisi çarpışıyor. MHP lideri Bahçeli, A Haber-Sabah gazetesi 17-25 Aralık-vari darbe girişiminden söz ediyor. Erdoğan ise suskun.

Yerlikaya’nın İddiaları

Kim kuruyor? Suç örgütleriyle mücadelenin engellendiğini ileri sürüyor. Söyler misiniz, kim engelliyor? FETÖvari gizli tanık taktikleriyle kendi karanlık düzenlerinin hakim olmasını isteyenlerden söz ediyor? Kim istiyor, sayın Yerlikaya? Bakan Bey, bu sorulara yanıt vereceğine, gizli tanığın nasıl kaçtığını açıklayacağına lafı geveliyor. Ben artık Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’in koltukta oturamayacağını düşünüyorum. Hatta Yerlikaya için de kum saati tersine çevrilmiş olabilir.

Gizli Tanığın İddiaları

Sertçelik, 9 Ekim 2023’te M7 kod adıyla Ankara Başsavcılığı’nda ifade verdi. Kaplan’ın gençliğinde korsan CD sattığını, torbacılık yaptığını ileri sürüyor. Uyuşturucudan kazandığı gelirle 2013-2014’te ‘Makyaj’ ve ‘Albüm’ adlı eğlence kulüplerini açtığını iddia ediyor. Mekanların güvenliğini sağlamak için silahlı kadrolaşmaya gittiğini savunuyor. Mahfuz Tatar’ın öldürülmesinden ve cinayeti işleyen Semih Arslan’ın intiharından... Altan Tozar’ın vurulmasından... Erkan Doğan’a işkenceden söz ediyor. İddialara 299 sayfalık Ayhan Bora Kaplan iddianamesinde yer verildi.

Ancak iddianameye konmayan iddiaları da var. İfadesinde eski AK Parti Çankaya İlçe Başkanı Barış Kurt’tan başka siyasetçinin adı geçmiyor. Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun amcasının oğlu Sadık Soylu’dan iki yerde söz ediyor. M7, kamu görevlisi adı veriyor mu? Veriyor. Eski Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman hakkındaki maddi iddiaları dile getiriyor. Bazı emniyet müdürleri ve polisler de geçiyor. Eski Ankara Organize Şube Müdürü Alp Arslan, Asayiş Şube Müdürü Oben Özay ile iki komiser ve üç polisin Kaplan’la bağlantılı olduğunu iddia ediyor. Bu isimler ve iddialar ilk iddianamede yoktu. Ancak anlıyoruz ki yeni iddianamelere girecekti.

Cinayetten Gözaltına Alınmak İstenince Kaçtı

Gizli Tanık M7 koduyla ifade veren Serdar Sertçelik’in ayağına elektronik kelepçe takıldı. Ancak dokuz kez evden ayrıldı. Hakkında işlem yapılmadı. 21 Kasım 2023’te Ece Ronay ile gittiği çorbacıda ayağından vuruldu. Normalde tutuklanması gerekirdi. Ankara Etlik Şehir Hastanesi, 10 günlük rapor verdi. Rapordan: “Şahsın sol tibia proksimalde (ayakta dizle bilek arası) fraktürü (kırık) olduğu, 10 gün boyunca ayağının üstüne basmasının kalıcı hasara yol açabileceği değerlendirilmiştir.”

Mahfuz Tatar Cinayeti

Bu arada Sertçelik, gizli tanığı olduğu soruşturmada cinayet şüphelisine dönüştü. Temel suçlama, Mahfuz Tatar cinayetiydi. Tatar, 30 Eylül 2016 akşamı arkadaşlarıyla Kaplan’a ait Albüm Bar’a girmek istemişti. Kendisini içeri almayan otopark sorumlusu Muhammet Kaplan ve Semih Arslan’ın da aralarında olduğu çalışanlara küfretmişti. Kaplan ve Arslan, Tatar’ı öldürmüştü. Kaçan Semih Arslan, intihar etmişti.

Birbirine Zıt İki İfade

Mahfuz Tatar cinayetinden Sertçelik’i de sorumlu tutan savcı “Doktor raporu göz önüne alınarak, gözaltına alınmaksızın ikametinde avukat huzurunda şüpheli olarak ifadesinin alınması” yönünde talimat verdi. Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nden iki polis 26 Kasım 2023’te Sertçelik’in evine gelerek, ifadesini aldı. Sertçelik, bilgi sahibi olmadığını iddia ederek, şunları söyledi: “Tatar içeri alınmayınca tartışma yaşandığını öğrendim. Bardan ayrıldım. Kaplan’ın barda olup olmadığını bilmiyorum, kendisini görmedim. Sabah öldürüldüğünü öğrendim. Bildiğim, sadece küfürleşmeden kaynaklı olduğudur. Kaplan’ın talimatı olup olmadığını bilmiyorum.

Halbuki Sertçelik, Gizli Tanık M7 olarak verdiği ifadede cinayeti başka türlü anlatmıştı. Tatar’ın küfrettiğini, Kaplan’ın ise “Gidin, hemen gereğini yapın” dediğini ileri sürmüştü. Kaplan ve Arslan’ın Tatar’ı bu yüzden öldürdüğünü savunarak, şöyle devam etmişti: “Sonra Kaplan’ın oyun kulübüne gittiler. Sertçelik’e ‘Küfreden şahsı Ayhan abinin talimatı ile vurduk’ diye gülerek anlatıyorlar. Sertçelik, mekandan kovuyor. Kaplan, Tatar’ın öldüğünü duyuyor ve ‘Allah belanızı versin, size vurun dedim ama öldürün demedim, başımı belaya soktunuz’ diye bağırıyor.”

Anneanne Mazereti

Evinde alınan ifadede Kaplan’a karşı olan düşmanlığını saklamayan Sertçelik, 7 Aralık 2023’te tekrar polise çağrıldı. Bu kez annesi telefonla aranarak, evine gelen iki polis tarafından araca alındı. Ancak sanıldığı gibi gözaltı yoktu. Arabada “Savcı, evde annenden imzalı beyan alacaktık, anneannenin ağır hasta olduğunu söyledin. Bu mazeretini alıp gideceğiz” dediler. Evde Sertçelik ve avukatı, şube müdürü ile konuştu. Sonuçta imzalı beyan alınıp, evden ayrıldılar.

Sınır Tanımayan Kaçış

İki ayaktan alçıda olan Sertçelik, ertesi gün silahlı üç kişi tarafından alınarak kaçırıldı. Şehir değiştirip, başka sınırdan kaçmaya çalıştı. Yunanistan’a geçti. Avrupa ülkelerine giden yolları kullanarak, İspanya’ya kaçtı.

Emniyet’in İç Savaşı

Ankara Emniyeti’nin içine düştüğü bu durum, Emniyet’teki iç savaşın büyüklüğünü gözler önüne seriyor. Suç örgütleriyle mücadele adı altında, siyasi hesaplaşmaların yaşandığı bu olay, Türkiye’nin güvenlik bürokrasisinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösteriyor. Suç örgütlerinin, emniyetin içindeki bağlantıları ve siyasetin üzerindeki etkileri, güvenlik kurumlarının güvenilirliğini ciddi şekilde zedeliyor.

Gizli tanıkların ifadeleri ve bu ifadelerin nasıl manipüle edildiği, Türkiye’de adalet sisteminin ne kadar güvenilir olduğunu sorgulatan bir duruma dönüşüyor. Bu olay, sadece suç örgütleriyle mücadele değil, aynı zamanda devlet içindeki güç savaşlarının da ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını gösteriyor.

Sonuç olarak, Ankara’da yaşanan bu olaylar, emniyetin içindeki derin çatışmaları ve suç örgütleriyle mücadeledeki zafiyetleri gözler önüne seriyor. Gizli tanığın ifadesi ve kaçışı, sadece bir suç örgütü liderinin yakalanması değil, aynı zamanda devlet içindeki güç dengelerinin nasıl değiştiğini ve bu değişimlerin ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor. Türkiye, güvenlik ve adalet sisteminde köklü reformlara ihtiyaç duyuyor. Bu olaylar, bu reformların ne kadar acil ve gerekli olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.