İzmir'de yaşayan 38 yaşındaki Canan Yılmaz, 9 yıl önce bel ağrısı şikayetiyle başvurduğu Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Yücesoy tarafından yapılan hatalı ameliyat nedeniyle uzun süren bir hukuk mücadelesi sonunda 4 milyon 651 bin TL tazminat kazandı.
Bel Fıtığı Teşhisi ve Acele Kararla Ameliyat
2016 yılında şiddetli bel ağrıları yaşayan Yılmaz, muayene için Prof. Dr. Yücesoy’a başvurdu. Yapılan muayene ve testler sonrasında Yücesoy, genç kadına bel fıtığı teşhisi koydu ve acilen ameliyat olmazsa idrar ve dışkı kontrolünü kaybedebileceğini belirtti. Yılmaz, başka bir tedavi yöntemi sunulmadan bir hafta içinde özel bir hastanede ameliyata alındı.
Ameliyat Sonrası Artan Ağrılar
Ameliyatın ardından Yılmaz’ın ağrıları azalmadı, aksine daha da şiddetlendi. Doktoru, bu durumun ameliyat sonrası normal olduğunu ve yüzme egzersizleri yapması gerektiğini ifade etti. Ancak ağrıları dayanılmaz hale gelen ve doktoruna ulaşamayan Yılmaz, farklı hekimlere başvurdu.
Hatalı Uygulama Ortaya Çıktı
Başka bir doktorun, “Bu yaşta omurganda bu vidaların ne işi var?” uyarısıyla yapılan detaylı incelemelerde, Yücesoy’un Yılmaz’ın omurgasına onam almadan 8 vida yerleştirdiği ve bu vidaların sinirlere zarar verdiği ortaya çıktı.
Adli Tıp: Ameliyat Zorunlu Değildi
Canan Yılmaz, 2019 yılında avukatı Duygu Delibaş aracılığıyla Prof. Dr. Kemal Yücesoy’a karşı malpraktis davası açtı. Dava sürecinde alınan adli tıp raporunda, ameliyatın mutlak bir zorunluluk taşımadığı, alternatif tedavi yöntemlerinin (fizik tedavi veya ilaç kullanımı) değerlendirilmediği ve hastadan ameliyat öncesinde mutlaka yazılı onam alınması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, vidaların sinirlere zarar verdiği ve doktorun mesleki özen yükümlülüğünü ihlal ettiği belirtildi.
Mahkemeden Yüksek Tazminat Kararı
Yaklaşık 5 yıl süren dava sonucunda mahkeme, Prof. Dr. Kemal Yücesoy’u 4 milyon 651 bin TL maddi ve manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Karar, hem hastaların hakları hem de tıbbi etik açısından önemli bir emsal niteliği taşıyor.
Canan Yılmaz, yıllardır çektiği fiziksel ve psikolojik acılarla mücadele ederken, bu kararla adaletin sağlandığını düşündüğünü ifade etti.