Meclis Başkanı Ahmet Öztürk'ün başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, yönetim kurulu ve meclis üyeleri katıldı. Başkan Ali Bahar, iş dünyasının kıdem tazminatı konusundaki ciddi sorunlarına dikkat çekerek, bu konuda bir çözüm bulunması gerektiğini vurguladı.
Başkan Bahar, 2016 yılından bu yana kıdem tazminatı konusunu gündeme getirdiklerini ve o dönemde yapılan çalışmaları içeren "Kıdem Tazminatı Fonu Mücadelemiz" başlıklı raporu meclise sunduklarını belirtti. Raporda, işçi haklarının devlet garantisi altına alınmasının hak kayıplarını ve mağduriyetleri sona erdireceği vurgulandı.
Türkiye'nin önünde büyük bir sorun olarak duran kıdem tazminatı konusuna değinen Başkan Ali Bahar, işçilerin haklarının korunması ve çalışanların haklarının heba olmaması için bir çözüm getirilmesi gerektiğini ifade etti. Başkan Bahar, şunları söyledi:
"Belki şu anda 2016'dan beri değişen çok şey yok ama bugün emek yoğun işlerde çalışan firmalarımızda, işçilerin tazminatını ödeyemeyecek durumda olan fabrikalarımız, sanayi işletmelerimiz bulunmaktadır. Kıdem tazminatında, en başta işçilerin hakkını koruyarak, çalışanların hakkının hiçbir şekilde heba olmaması suretiyle muhakkak bir çözüm getirilmelidir. Biz bunu 2016 yılında tespit etmişiz, çalışmaya başlamışız. Bakın yıl 2024, sekiz yıl geçmiş bugün tekrar konuşuluyor. İşletmelerimizin üzerindeki kıdem tazminatı bir şekilde üzerimizden yük olarak alınmalıdır. Bu alınırken işçilerimizin, çalışanlarımızın haklarına en ufak bir halel de gelmemelidir, bunu çok açık ifade ediyorum."
ATSO Başkanı Ali Bahar'ın kıdem tazminatı konusundaki bu çağrısı iş dünyasında geniş yankı buldu. Kıdem tazminatı konusunda çözüm arayışları devam ederken, ATSO'nun öncülük ettiği bu mücadelede iş dünyasının ve devletin yakın işbirliği içinde çalışması bekleniyor.
Bu rapor, Türkiye'deki iş dünyasının kritik bir konusuna ışık tutuyor ve çözüm arayışlarına ivme kazandırıyor. Kıdem tazminatı konusundaki tartışmaların gelecekte nasıl bir çözüme kavuşacağı merakla beklenirken, ATSO'nun önerileri ve çabaları, işçilerin ve işverenlerin haklarının korunması adına önemli bir adım olarak görülüyor.