Konuya önce seçimlerle başlarsam daha açıklayıcı olacağı kanaatindeyim.

31 Mart 2024'te yerel seçimlerin tarihi belirlendikten sonra aday adayları, sonra adaylar ve siyasi partiler seçim kampanyasını başlattılar.

Aman Allah'ım! Her taraf israf ve yalan makinesi. Kazanabilmek için muhtar adaylarından belediye başkanı adaylarına, meclis üyesi adaylarına kadar binbir vaatler. Yapamayacaklarını bile bile yapacaklarını süslü pankart ve afişlerle anlatmak, televizyonda endamlar, kazanabilmek için her gün geniş alanlarda kazan kaynatmalar (yemek vermeler), eşantiyonlar... Harcamaların haddi hesabı yok. Muhtar adayları bile en az 100-200 bin TL harcamıştır.

Ben de soruyorum, bu itibar yarışı mı, servet edinme yarışı mı yoksa vatana millete hizmet yarışı mı? Buna siz karar verin.

Sonuçta seçimler bitti; kazanıp sevinenler, kaybedip üzülenler... Evli evine, köylü köyüne döndü. Görelim kazananlar vaadinde, yemininde, sözünde durmayıp halkın malına el uzatıp haramzade mi olacak yoksa sözüne sadık kalıp hizmet edip hakkı teslim mi edecekler. Bekle gör. Biz basın olarak doğrunun yanında olacağız; Allah rızası için çalışan, dürüst, namuslu, devletin kör kuruşunu israf etmeden çalmadan çaldırmadan çalışan, halkı temsilen seçilmişlerimizin takipçisi olacağız.

Seçim bitti. Devlette devamlılık esastır; giden gider gelen gelir ama devletin çarkı devam eder. İktidarlar değişir ama devlet bakidir. Devlet özdür, ana omurgadır. Binlerce yıllık Türk devlet geleneği ve devlet aklı vardır. Hizmet edeni de yanlış yapanı da arşivine kaydeder, günü gelince hesabını sorar.

Konu başlığımız "İtibardan Tasarruf Olur mu?". Ne demek bu? Cumhurbaşkanından birim müdürlerine kadar "Ben devleti temsil ediyorum" diye her başkanın, her genel müdürün, her bakanın, her ne ise altlarına en lüks, en pahalı araçlar verilecek; katmerli harcırah, maaş ve ödemeler yapılacak; yeni göreve gelenler gidenlerin koltuğunu, makam odasını, müştemilatını çöpe atıp yerlerine yenilerini koyacak. Eğer bu ise itibar, yerin dibine batsın! Vatandaş yerlerde sürünüyorken birileri havalarda uçarak fakirin fukaranın, garip gurabanın, yetimin hakkını gönül hoşluğunda yiyorsa mutlaka bir gün hesap vereceklerdir.

Sayın yöneticiler, hepinize sesleniyorum! Bu milletin malını keyfiniz için harcamayın, uykularınız kaçsın. İsrafta değil hizmette yarışın. Devlet israfı durdursun. Kim hırsızlık yapıyorsa; esnafından, çiftçisinden, belediye yerel yönetimlerinden, halktan, birim amirlerinden, bakanlardan özellikle müteahhitlerden hesap sorulsun. Harcamalar kontrol altına alınsın, hesap verirlilik şeffaf olsun, kimse kayırılmasın, yanlış yapanlar ağır şekilde cezalandırılsın, cezalar caydırıcı olsun, hak yerini bulsun. Ülkemizin ekonomisi tez zamanda ayağa kalkar, enflasyon denen illetten bu asil millet kurtulur.

-Haydi görelim...